4 Ocak 2008 Cuma

Yoga-Sutra’lar ve yedi aşama

Yoga hakkındaki en eski metinler Patanjali adlı yoginin yazdığı Yoga-sutra'lardır. Patanjali’nin kim olduğu ve bu metinlerin ne zaman yazılmış olduğu halen tartışmalı bir konudur. Yoga-sutralar 4 bölümden oluşur:
Samadhi halini ve ilkelerini açıklayan bölüm.
Samadhi haline ulaşma araçlarını ve disiplinlerini açıklayan bölüm.
Psişik (paranormal) yetenekleri (siddhis) açıklayan bölüm.
Kurtuluştan (aydınlanma) söz eden bölüm.
Patanjali’ye göre, sekizinci aşama olan Samadhi’ye ulaşabilme yolundaki 7 aşama şunlardır:
1- Yama: Ahimsa, Satya, Asteya, Brahmacarya, Aparigraha olmak üzere beş bölümden oluşur.
2- Niyama: Sauca, Santosa, Tapa, Svadhyaya, Isvarapranidhanat olarak beş bölümdür.
3- Asana: Bedensel dururuşları içerir.
4- Pranayama: Çeşitli, solunumu denetleme yöntemlerini içerir.
5- Pratyahara: Algıların denetlenmesi demektir.
6- Dharana: Meditasyon nesnesine odaklanmayı belirtir.
7- Dhyana: Zihnin tam olarak denetim altına alınması demektir.
SAMADHİ ise,özne ile nesnenin ya da, gözleyen ile gözlenenin bir olması demektir. Samadhiye varınca Y O G A tamamlanmış olur

Yoganın Kökenleri ve Tarihi

Geçmişi, genellikle 4000 yıla tarihlenen yoga, Alman Profesör Max Mueller'e göre 6000 yıla dayanmaktadır. Faklı kaynaklar yoganın çıkışını daha bile eskiye tarihlemektedirler. Avrupa'da ise yoga, 40-50 yıldan bu yana ciddi anlamda tanınmaktadır. Bunun nedeni bilimin, yogilerin (yogayı uygulayanların) binlerce yıl önceki bulgularının doğruluğunu ancak bugün kanıtlamakta olmasıdır. Yogayı ilk kimin uyguladığı tam olarak bilinmiyor. Yoga, geçmişte, kulaktan kulağa, üstaddan öğrenciye aktarılan bir bilimdi (İzer, Müheyya; Çağdaş Yoga).
Meditasyon halindeki ilk Yogi imajları yapılan kazılarda 6-7 bin yıl önce yaşandığı düşünülen Indus Vadisi Uygarlığında tespit edilmiştir. Yoga'nın yer aldığı ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 1500-1200 yılları arasında kodifiye edilen Rig Veda'da yer almaktadır. Rig Vedalar şifahen aktarıldığından Yoga'nın ortaya çıktığı zaman dilimini kesin olarak tayin etmek imkansızdır. İlk yoga metini yoganın babası Patanjali tarafından yaklaşık M.Ö. 200 yılında yazılmış, bu yoganın ilk üstadıdır ve metinde kişinin zihnini sükunete kavuşturması ve sonsuza katılması için gereken "sekiz kol/basamak" ile Yoga tarif edilmiştir.
Yoga'nın ilkeleri ve hedeflerinin ilk kez tam tarifi M.Ö. 8 ve 4. yüzyıllar arasında derlenen Upanişadlarda bulunmaktadır. Upanişadlarda harici tanrılara sunulan kurbanlar ve seremoniler yerini dahili kurban ve Yüce Varlıkla (Brahman veya Mahatman olarak işaret edilir) ahlaklı olmak, nefsi zapt etme ve zihnin talimi yoluyla bir olma haline bırakan bir anlayışa bırakmıştır.
Patanjali'nin Yoga Sutralarındaki klasik yoga, altı "orthodox" (Bu ifadeyle Vedaların otoritesinin kabulü anlaşılır) darshana (Hindu felsefe okulları)'dan biridir. "Yoga" olarak bilinen Hindu felsefe okulunun kökeni yine Hindu felsefe okullarından olan Samkhya ile Upanişadlardadır

Yoga ve Din

Yoga bir Din değildir, kişinin bedeni, zihni ve ruhunu birleştirmesine yarayan eski bir bilimdir; yoga sözcüğü de zaten birlik anlamına gelir. Batılılar birlik kavramının yerine bütünlük sözcüğünü kullanabilirler. Yoga duruşları bedeni iyileştirmek ve gençleştirmek, güçlü duyguları sakinleştirmek ve zihni berak bir hale getirmek için geliştirilmiştir, duruşlar yanlızca bu amaçla yapılabilir. Bununla birlikte, çalışmanın gerçek ürünü meditasyon olduğu kabul edilir (Kelder, Peter; Tibet'in Gençlik Pınarı, ikinci kitap)
Hindu, Budist ve Jain geleneklerinde yoganın manevi/ruhsal hedefleri yoganın bir parçasını oluşturduğu dinlerden ayrılabilir görülmektedir. Bazı yogiler dini daha çok kültür, değerler, inançlar ve ritüeller, yogayı da daha çok kendi kendini gerçekleştirmek (self-realization)yani yüce hakikatin doğrudan deneyimi olarak görerek din ile yoga arasında süptil bir ayırım yaparlar. Sri Ramakrishna dini kabuk doğrudan deneyimi ise öze benzetmektedir. Her ikisine de ihtiyaç vardır "fakat eğer kişi öze ulaşmak istiyorsa kabuğu aşmalıdır".

Yoga gelişimi

İndus vadisinde yapılan kazılarda ortaya çıkartılan bazı taş mühürlerde yoga duruşlarını gösteren figürlere rastlanmıştır. Yogaya ilişkin ilk yazılı kaynaklar ise Veda’lardır (Rig-Veda, Sama-Veda, Yajur-Veda, Atharva-Veda). Vedaların ardından Brahmana, Aranyaka ve Upanişad'lar yazılmıştır. Tahminen 2 bin yıl önce Patanjali tarafından Yoga öğretimi çok kısa bir şekilde Yoga-Sutra kitabında anlatılmıştır. Yoga- Sutra’da anlatılana göre Raja Yoganın, yani orijinal yoganın, sekiz basamağı şunlardır;
1. Yama - Ahlaksal kurallara uymayı öğretir. Şiddeti, hırsızlığı, açgözlülüğü, kişinin kendi nefsine hakim olamayışını yasaklar. 2. Niyama - Öz disiplini öğretir. Saflığı, sadeliği ve çalışmayı hedefler. 3. Asana - Belirli pozisyonlardaki vücut egzersizleridir. 4. Pranayama - Belirli ritimlerde nefes alıp vermeyi öğretir. 5. Pratyahara - Duyguları kontrol etmeyi sağlar. 6. Dharana - Belli bir fikir üzerinde konsantre olmayı öğretir. 7. Dhayana – Meditasyon çalışmalarıdır. 8. Samadhi - Meditasyonun ulaşacağı son hedef olup; beden ve duyular dinlenirken, aklın ve ruhun uyanık kalması, üstün bilince erişme halidir.
Zaman içerisinde yoga farklı uygulamalar ile farklı ekollere ayrılmıştır. MÖ 300 yılında yazılan ve Hint destanının önemli bir bölümünü oluşturan Bhagavad Gita da, yoga, birer yaşam disiplini olarak Karma Yoga, Bhakti Yoga ve Jnana Yoga olmak üzere üç temel bölümde incelenmiştir.
Karma Yoga: Sanskrit bir sözcük olan “karma”, davranış/ eylem demektir. Karma yasasına göre her hareketin bir sebebi ve bir de sonucu vardır ve bunlar bağıldır. Karma yoga bireyin hareketlerinin neden ve sonuçlarına odaklanan doğru hareket ve kendini düşünmeden yardım yoluyla, Tanrı’yla bütünleşmeyi sağlayan bir yaşam tarzı uygulamasıdır.
Bhakti Yoga: Sevmek ve kalbini kutsal olana açmak, kişisel adanmanın mistik bir yolu olan bhaktinin amacıdır. Bhakti, “Kutsal olana hizmet etmek” demektir. Sevgi ve tam bir teslim oluşla, tüm yaratılmışlarda mevcut olan ilahi öze yol almaktır. Bu yolun İslam sufizmi uygulamaları ile benzerlik gösterdiği ve Mevlana’nın aşk yolu ile yaratana kavuştuğu söylenebilir.
Jnana Yoga: Bilgelik yoludur ve en zor yol olarak düşünülür, çünkü anlama ve sezgi yeteneğinde radikal bir değişiklik gerektirmektedir. Amaç, hepimizin içinde olan bilgiyi sorarak, meditasyon yoluyla ve düşünerek araştırmaktır. Jnana öğrencisi zihnini kendi doğasını araştırmak ve Tanrı yoluyla bilgiye ulaşmak için kullanır. Zaman içinde meditasyonda verimi ve etkinliği artırmak için çeşitli uygulamalar bu ekol altında geliştirilmiştir. Bunlardan bir tanesi de bugün Batı’da dahi yaygın bir uygulama alanı bulan “Hatha Yoga” dır.
Hatha Yoga: Fiziksel ve zihinsel mükemmelliğin yolu olan Hatha Yoga, modern batı yaklaşımına göre öncellikle bir fiziksel terapi formudur. Ancak Hatha Yoganın temel kitabı “Hatha Yoga Pradipika” Hatha Yogayı Raja Yogaya başlamanın bir yolu olarak gösterir.

Jnana Yoga

Bilgi yolu olarak kabul edilen Jnana-Yoga, aşkın realitelere, aydınlanmaya bilgi ve zihinsel analiz yoluyla ulaşmayı önerir. Bu sistemde gözlem, çalışma ve deneyim yoluyla kazanılmış bilgiler hakkında meditasyon yapılır.

Yoga okulları

Dünya üzerinde birçok farklı yoga okulu vardır. Bakıldığında bunlar birbirlerinin türevleri ya da Raja Yoga’nın alt kollarıdır. Biz 4 temel yoga okulunu biliyoruz. Bunun önemi de bu dört okulun hepsinin amaçlarının aynı, sistemlerinin farklı olmasıdır. Çünkü farklı mizaçlardaki kişilere aynı yoga türünü uygulatmak kişiyi zorlayabilir ve bu yoldan döndürebilir. Kişinin öncelikle bu okullar hakkında bilgi sahibi olması; sonra da istediği ve kendisine en çok uyan okulu tercih etmesi gerekir. Ama şu da bilinmesi gereken bir şeydir ki, kişi bir yolu seçtikten ve belirli teknikleri uygulamaya başladıktan sonra, artık bu yolu tercih etmesi ve o yolda yürümesi istenir. Kişinin Krişna’nın da söylediği gibi, ruhsal anlamda Samadhi’ye ulaşması için samimi olması, bu yolda ısrarlı çaba göstermesi, yola inancı olması, kendini adaması ve hedefini sürekli hatırlaması gerekmektedir.
Yogada her yol (her okul) aynı amaca gider. Eğer yapılan çalışmanın amacı sonucunda hedef “birlik” yani kişinin tam olduğunu hissetmesi, hiçbir şeyin kendisinde eksik olmadığını bilmesi, mutluluğa ve huzura kavuşması, sonunda da aydınlığa ulaşması değilse, kişi yoga yapmıyor demektir. Kişi yogaya başladığında kendisini olduğu gibi kabul etmelidir. Geçmişinde yaşadıkları ne olursa olsun, bunları ‘bırak gitsin’ felsefesine göre (Vairagya) unutmalı, kendisi ile el sıkışmalı, kendisini olduğu gibi kabul etmelidir.
Kabullenme ruhsallıkta önemli bir kuraldır. Kişi, şimdiki durumunu kabul ederek ruhsal yolda ilerlemek için kendi önünü açar. Öncelikle davranışlarını ve kişiliğini tespit ettin, bıraktın, barıştın ve ilerleme yolunda adım attın. Bu nedenle herkes yoga yapabilir. Evrensel bilgi, almak isteyen herkese açıktır. Nasıl ki güneş, enerjisini yayarken “Aman ben bu pencereden girmeyeyim, bu eve ışınlarımı vermeyeyim,” demiyorsa, yani her şeyini sınırsız, sonsuz, karşılıksız veriyorsa, yoga bilgisi de aynı şekilde tüm evrene ve herkese açıktır.
Bir örnek vererek konuyu bağlamak istiyorum: Upanisad’ın başlangıç mantrası, öğretmen ve öğrenci arasındaki bilgi alışverişinden ve bilginin sonsuz şekilde dağıtılmasından bahseder. Yani;
Om sahanavavatuSahanau bhunaktuSaha viryam karavavahaiTejasvinavadhitamastuMa vidvisavahaiOm santi, santi, santi
Anlamı, “Öğretmen öğrenme isteği olan kişiyi sonuna kadar korumazız gerekmektedir,” der. Aynı zamanda vermiş olduğu bilginin besleyici olması ve enerji de vermesi gerekmektedir. Biz de öğrenci olarak enerji dolu bir güneş gibi, etrafımızı herhangi bir karşılık beklemeden ,aydınlatmalı ve bu enerjiyi etrafımıza yayabiliyor olmalıyız. Elde etmiş olduğumuz bilgi bizi, kibire götürmemeli ve egomuzu kuvvetlendirmemelidir. Bilgiyi asla kendimizde saklamamalıyız. Çünkü bilgi evrenseldir. Geçmişten gelen düşüncelerimiz huzursuz olmamalı, şu anı mutlulukla yaşamalı, aynı zamanda gelecek planlarımızı mutluluk, huzur içinde yapmalıyız.
Sonuçta bunları bize sağlayacak yol bize en uygun olan yoldur. Kişi kendine uygun olan yolu biraz araştırarak irade gücü ile seçebilir ve bu yolda ilerleyebilir. Tercihini de yaptığı zaman ısrarlı, düzenli ve samimi çalışması, kendisini en kısa zamanda sonsuz özgürlüğe, yani “moksa”ya kavuşturacaktır.Şimdi yoga okullarından kısaca bahsetmek istiyorum.
KAÇ TANE YOGA OKULU VAR?
Raja Yoga: Yoga okulları bize asla yapmadığımız şeyleri söylemez. Aslında gözümüzün önünde olanları kontrol etmemizi sağlar. Raja Yoga yolu disiplin yoludur. Hatha yoga uygulamaları kişiyi Raja yoga yolunda disipline eder.Bir disipline olan ve bir disipline eden vardır. Disipline olan öğrenci, disipline eden öğretmendir. Ama zihnimiz disipline karşı bir direnme içindedir. Oysa biz kendimiz bilinçli olarak disipline girersek, bu bizim özgürlük yolumuz olur. Yani aklımızın efendisi haline geliriz. Öğrenci Raja Yoga yolunda isteyerek ilerlerse her şey olumlu gider. Fizikte Newton kanunları vardır. Etki gelirse tepki kaçınılmazdır. Raja Yoga’da bu psikolojidir. Psikolojiyi ve düşünce tarzını değiştirmek bizim zihnimizin elindedir. Zihnimizin efendisi durumuna geldiğimizde, yani kendi üzerimizdeki istekli disiplin Raja Yoga’dır.Rja yoga içimizdeki tanrısal gücü tanımamızı ve onun içimizdeki ve dışımızdaki dünyaya efendilik etmesini sağlar.
Karma Yoga: Genel aktivite alanında değiştirdiğimiz davranışlardır.Yani eylem yogası da denilebilir. Raja’da irade gücü, Karma’da davranışlar kullanılır. Eğer ortada doğru bir davranış varsa zihin sorun yaratmaz, zihin sakindir. Eğer yapılan aktivite gerginlik getirirse, bu aktiviteden değil, gerisindeki hareket ve tutum yüzündendir. Karma’daki en önemli şey, sen davranışlarını olumlu olarak değiştirdiğinde, yani adandığında bu kurbandır. Karma’da ilk yol yapılan fiile egoyu araya sokmadan yapması, yani kişinin karşılıksız ve koşulsuz olarak o işi yapmasıdır. Daha sonra yapılan fiiller tam konsantrasyonla yapılır. Karşılıksız ve koşulsuzlukta adama vardır. Daha da ileriye gittiğimizde, fiili evrene hediye ederek iyi ve kötü sonuçlarını reddetmeye gelinir. Yapan kendisidir ama hiç bir çıkar beklemez ve sonuç beklemez. Sonunda yaptığın işlerde de “Ben değilim,” boyutuna geldiğinde yaptığın fiilin olumlu ve olumsuz sonuçları da onu ilgilendirmez.İşte bütün bu basamakları uygulamak da benliğinin yücelmesi durumuna sebep olur. İşte bu ulaşılan nihai nokta Karma Yoga’dır.
Jnana Yoga:Bilgi ve bilgelik yoludur.En zor yollardan biridir ve irade ile aklın müthiş kuvvetli olması gerekir. Kişiyi asla zorlamaz. Sadece metodu zihin yolu ile düzgün şekilde sorgulamasını öğretir. Jnana yogi,Vedanta felsefesini öğrenerek zihnini,kendi niteliğini araştırmak incelemek üzere kullanır.Tıpkı bir bardağın içindeki ve dışındaki alanları farklı algılamamız gibi,kendimizi de Tanrıdan farklıymış gibi algılarız.Jnana Yoga bu yolun takipçilerine,direkt olarak bardağın kırılması ve bilgisizlik örtüsünün kalması ile,Tanrı ile bütünlüğünün deneyimlenmesi için yol gösterir.
Mutsuzluğun nedenlerini kişi ÖĞRETİLERİ İNCELEYEREK zihin yolu ile bulabilir. Doğruyu yanlışı irdeler ve sonunda bunun kişiye değil, insanlığa ait olduğunu fark eder. Psikolojik kısımda ise üzüntü, kızgınlık, nefret, kin duygularından arındığında kişi Jnana Yoga yapıyordur. Biz bütün duygularımızı sonunda nötr hale getirebiliriz. Kızmadan kızabilir, üzülmeden üzülebiliriz.Jnana yoga uygulamalarından önce diğer yoga türlerinin öğrettiği bilgilerin kesinlikle anlaşılmış ve sindirilmiş olması gerekmektedir.Tanrı sevgisi,bedenin ve zihnin güclü olması ve insanın kendisini bilmesi olmaksızın bu yolda başarıya ulaşılamaz.Eğer bunların hepsi tam ise yani yogi yada yogini bütün bu değerleri hayatına uygulamış ve bu şekilde davranıyor ise işte bu, duyguların ve bedenin özgürlüğüdür ve bu da Jnana Yoga’dır.
Bhakti Yoga: Amacı kişiye evrensel sevginin ne olduğunu göstermektir. Sevgi dolu kişi her zaman ve her yerde sevgi dolu olan, sevgisini bir güneş gibi karşılıksız ve koşulsuz verendir. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, olan olaylara içsel sevgiyle yaklaşandır. Sevgi ve vermek koşulsuz olmalıdır. Bu demek değildir ki bize bir tokat atana öbür yanağıızı da çevirelim. Yapılan her olumsuz şeye karşı içinizden sevgiyle olumlu tepki de verebiliriz. Ama olumsuz olan şeye karşı olumsuz tepki de verebiliriz. Ama bu bizim kızmama özgürlüğümüzü elimizden alamaz. Çünkü kendi düşüncelerimizin efendisi biziz. Sevgi demek sahiplenmek demek, tutunmak demek değildir. Sevgi yolu özgür olmalıdır. İşte bunların hepsi de Bhakti Yoga’dır.
BATI DÜNYASININ DAHA ÇOK TANIDIĞI VE DUYDUĞU:
Hatha Yoga: Batı dünyasının en çok bildiği yoga türüdür.Hatha yoga’nın temel özelliği beden yolu ile zihni etkilemektir.Hatha yoga üç bölümden oluşur.Bunlar asnalar-duruşlar,pranayama-nefes teknikleri ve Savasana yani gevşeme teknikleri dir.Duruş,nefes alıp verme ve yoğunlaşma-konsatrasyon üzerine kurulmuş olan HATHA yoga öğretisi bedenle zihnin bütünselliğini içerir.Hatha Yoga’nın hareketleri dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulandığı zaman kişiye çok yarar sağlar.Omurga ve eklemler esnek kalır.Özellikle stres,dolaşım bozukluğu,kireçlenme,sindirim bozukluğu,damar sertliği gibi çağdaş oluşmuş olan bir sürü hastalık önlenir.Beyniniz ve sinirleriniz olumlu olarak etkilenir.Gevşeme egzersizleri ise nefes egzersizleri ve hareketlerden sonra yapılır.Kaslar gevşek olunca zihinde rahat ve gevşek olur.Kişi tam bir huzur ve sükunet halinde olur.Gevşeme teknikleri uykusuzluğun ,beden ağrılarının ,sinirsel rahatsızlığın,yorgunluğun ve gerginliğin giderilmesinde son derce etkili bir yöntemdir.BATI DÜNYASINDA yapılan bir çok tıp araştırmaları,yoga egzersizlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran bir çok araştırma yapmıştır.Yoga aynı zamanda bu gün bütün gelişmiş ülkelerde psikoterapi aracı olarak kullanılmaktadır..

Bhakti Yoga

Özellikle duygusal bir tabiaty gerektiren, ba?lylyk yoludur. Bhakti yogi, bilhassa sevginin gücü ile güdülenmi?tir. Her ?eyi Tanry sevgisinin tezahürü olarak görür. Dua ve ibadet yoluyla kendisini Tanry'ya teslim eder. Duygularyna yön verip, onlary ko?ulsuz sevgi ve ba?lylyk yoluna çevirir Tanrı kavramı üzerinden yola çıkıp, ileri derecede konsantre olup kişinin kendini tamamen o işe adamasını ön gören yoga çeşididir.